Kalça Çıkığı Belirtileri

Uyluk kemiğinin baş kısmının kalça yuvasından çıkmasıdır. Kalça çıkığı, doğuştan veya travma sonrası oluşabilir. Hareket kısıtlılığına yol açar. Ağrı, topallama veya bacakta kısalık görülebilir. Yenidoğanlarda erken teşhis önemlidir. Yetişkinlerde cerrahi gerekebilir. Fizik tedavi destekleyicidir. Erken müdahale kalıcı hasarı önler. Tedavi edilmezse yürüyüş bozukluğu gelişebilir.

Kalça Çıkığı Belirtileri Nelerdir?

En sık görülen belirti şiddetli ağrıdır. Özellikle ani bir travma sonucu oluştuysa ağrı dayanılmaz boyutlara ulaşabilir. Hareket ettikçe ağrı daha da artar ve kişi genellikle bacağını oynatamaz. Kalça çıkığı olan birey, kalçasını ya da bacağını rahatça hareket ettiremez. Hareket denemelerinde sertlik ve takılma hissi yaşanır. Bu kısıtlılık özellikle oturma, kalkma veya yürüme gibi günlük hareketleri zorlaştırır. Çıkık olan tarafta bacak diğerine göre daha kısa görünebilir. Aynı zamanda diz ya da ayak hizası farklı olabilir. Bu durum doğuştan kalça çıkığı olan çocuklarda da fark edilebilir. Yürüyüş bozukluklarına yol açabilir. Bacakta oluşan dengesizlik ve ağrı nedeniyle kişi topallayarak yürür. Eğer doğuştansa çocuk yürümeye başladığında bu durum hemen fark edilir. Kalça ekleminde dışarıdan bakıldığında bir şişlik, çıkıntı ya da anormal duruş görülebilir.

Çıkık olan tarafta kalça daha yüksekte veya dışa dönük durabilir. Bu durumu yaşayan bireyde kasık çevresine dokunulduğunda hassasiyet ve ağrı hissedilir. Özellikle kas dokularında zorlanma ve yırtıklar oluşmuşsa bu hassasiyet daha belirgindir. Hareket sırasında kalça ekleminden “klik” veya “çıt” sesi duyulabilir. Bu ses eklemdeki dengesizlikten ve başın yuvasından çıkıp tekrar yerine oturma çabasından kaynaklanır. Doğuştan kalça çıkığı olan bebeklerde, alt değiştirme sırasında iki bacak arasında hareket farkı fark edilir. Bir bacak daha az açılır ya da kalça ekleminde esneklik azalır. Bebekler ya geç yürümeye başlar ya da yürümeye başladıklarında topallayarak ya da dengesiz adımlarla yürür. Bu durum genellikle rutin bebek kontrollerinde fark edilir. Belirtiler fark edildiğinde zaman kaybetmeden bir ortopedi uzmanına başvurulmalıdır. Erken teşhis ve tedavi, kalıcı hasarların önlenmesinde büyük önem taşır.

Kalça Çıkığı Neden Olur?

Kalça Çıkığı Belirtileri

Bazı bebeklerde kalça eklemi doğumda tam olarak gelişmemiş olabilir. Bu duruma “gelişimsel kalça displazisi” denir. Kalça yuvası yeterince derin olmayınca, uyluk kemiğinin başı kolayca yuva dışına kayabilir. Bu durum, kalça çıkığının en sık görülen doğumsal nedenidir. Yetişkinlerde en yaygın nedeni yüksek enerjili travmalardır. Örneğin, trafik kazaları, yüksekten düşme gibi sert darbeler kalça eklemini zorlayarak çıkıklara neden olabilir. Bu tür travmalar genellikle kırıklarla birlikte görülür. Bebeklerin anne karnında ters durması (makat gelişi) ya da doğum sırasında kalçanın zorlanması da çıkığa neden olabilir. Bu nedenle yenidoğanlarda kalça ultrasonu ile tarama yapılması önemlidir. Ailede kalça çıkığı öyküsü varsa, çocukta da görülme ihtimali artar. Genetik yatkınlık kalça ekleminin gelişimini etkileyebilir.

Doğuştan gevşeklik gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bazı kişilerde bağ dokuları normalden daha gevşek olabilir. Bu durum kalça eklemini destekleyen bağların görevini yeterince yapamamasına ve eklemin kolayca çıkmasına yol açabilir. Özellikle bebeklerde hormonlara bağlı olarak bağ dokusu gevşek olabilir. Bebeklerin bacaklarının düz ve sıkı şekilde sarılması kalça gelişimini olumsuz etkiler. Bu durum çıkık yaşanmasına neden olabilir. Bu yüzden bebeklerin bacakları serbest kalacak şekilde kundaklanması önerilir. Serebral palsi gibi bazı nörolojik rahatsızlıklar kas dengesini bozar. Kalça çevresindeki kasların yetersiz veya dengesiz çalışması, eklem üzerine anormal baskılar yaparak kalçanın yuvasından çıkmasına neden olabilir. Kalça ekleminde iltihaplanma ya da iltihap sonrası zayıflayan bağ yapıları, eklemin stabilitesini azaltabilir. Bu durumda zamanla kalça çıkığı gelişebilir. Özellikle çocukluk çağında geçirilen enfeksiyonlar bu duruma zemin hazırlayabilir.

Kalça Çıkığı Teşhisi Nasıl Koyulur?

Kalça Çıkığı Belirtileri

Teşhis süreci, hastanın yaşadığı belirtilerin detaylı şekilde sorgulanmasıyla başlar. Kalça çıkığı olan bireyler genellikle kalça, kasık veya uylukta ağrı, yürüyüş bozukluğu, topallama veya bacakta kısalık gibi şikâyetlerle başvurur. Doğumsal (gelişimsel) kalça çıkığında ise bebeklik döneminde belirti vermeyebilir, bu nedenle düzenli kontroller önemlidir. Doktor, kalça ekleminin hareket açıklığını değerlendirir. Bacak uzunlukları karşılaştırılır, kalçada ağrı olup olmadığı kontrol edilir. Bebeklerde “Ortolani” ve “Barlow” testleri gibi özel manevralarla kalçanın yerinde olup olmadığı anlaşılmaya çalışılır. Yetişkinlerde ise hareket kısıtlılığı, kas zayıflığı ve eklemdeki sesler değerlendirilir.

Ultrasonografi, özellikle 6 ay altı bebeklerde ilk tercih edilen görüntüleme yöntemidir. Kemik yapılar henüz tam gelişmediği için röntgen yetersiz olabilir. Ultrason sayesinde kalça ekleminin yapısı ve yerine oturup oturmadığı net şekilde görüntülenebilir. Gelişimsel kalça çıkığı taramalarında genellikle 4-6. haftalarda yapılır. 6 aydan büyük bebekler, çocuklar ve yetişkinlerde çıkığı değerlendirmek için röntgen kullanılır.

Kalça kemiğinin yerinden çıkıp çıkmadığı, eklem boşluğunun durumu ve kemiklerin şekli bu yöntemle incelenir. Gelişimsel kalça çıkığında asetabulum açısı gibi açılar ölçülerek tanı desteklenir. Manyetik rezonans görüntüleme, nadiren kullanılır. Ancak kalça çevresindeki yumuşak dokular, bağ yapıları ve kıkırdak dokuların detaylı değerlendirilmesi gerektiğinde tercih edilir. Özellikle cerrahi planlama öncesi daha ayrıntılı bilgi sağlar. BT, kemik yapıların üç boyutlu olarak detaylı incelenmesini sağlar. Özellikle ileri vakalarda veya daha önce ameliyat geçirmiş hastalarda çıkığın durumunu netleştirmek için kullanılabilir. Genellikle gerekli olmasa da, bazı sistemik hastalıklar veya enfeksiyonlar ile birlikte seyreden durumlarda enfeksiyon göstergeleri veya romatizmal testler istenebilir. Ancak doğrudan kalça çıkığı teşhisinde rutin değildir. Yenidoğanlarda kalça çıkığı riskini erkenden tespit etmek amacıyla bazı ülkelerde rutin kalça ultrason taramaları yapılır. Özellikle risk faktörü taşıyan bebeklerde (doğum pozisyonu, aile öyküsü, ikiz gebelik vs.) erken teşhis için bu taramalar büyük önem taşır.

Kalça Çıkığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hastaya genel anestezi uygulanarak çıkık kalça eklemine zarar vermeden yerine yerleştirilir. Cerrahi işlem gerektirmeyen bu yöntem genellikle yeni doğanlarda ya da ilk kez gelişen çıkıklarda uygulanır. Sonrasında kalçanın sabit kalması için bandaj veya alçı kullanılır. Erişkinlerde nadiren tercih edilir. Doğumsal kalça çıkığı vakalarında sıkça kullanılan pavlik bandajı kullanımı, bebeklerin kalça eklemini doğru pozisyonda tutmak için özel bir bandaj sistemidir. Bandaj, bebeğin bacaklarını belirli bir açıyla tutarak kalça kemiğinin doğal pozisyonuna oturmasını sağlar. Genellikle 6 aylıktan küçük bebeklerde etkilidir. Cerrahi redüksiyon, kapalı yöntemlerin yetersiz kaldığı ya da tekrarlayan çıkıkların olduğu durumlarda uygulanır. Kalça eklemi açılarak kemikler doğrudan gözle görülür şekilde yerine yerleştirilir. Kemiklere vida veya plak da eklenebilir. Özellikle ileri yaşlardaki hastalarda veya kalçada ciddi deformasyon varsa tercih edilir. Kalça ekleminin şeklinin değiştirilmesi gereken durumlarda kemik kesilerek doğru pozisyona alınır.

Genellikle doğuştan gelen kalça çıkığı tedavisinde ya da kalça kemiğinin doğal gelişimi bozulduğunda kullanılır. Bu yöntemle kalçanın yuvası yeniden şekillendirilerek çıkık riskinin ortadan kalkması sağlanır. Kalça eklemi ileri derecede hasar gördüyse ya da hastanın yaşı büyükse kalça protezi ameliyatı uygulanabilir. Bu işlemde hasarlı kemik ve kıkırdak yapılar çıkarılarak yerine yapay protez yerleştirilir. Kalıcı çözüm sağlar ve hastanın yaşam kalitesini artırır. Tüm tedavi yöntemlerinden sonra hastanın hareket kabiliyetini artırmak ve kasları güçlendirmek için fizik tedavi uygulanır. Kalçanın yeniden çıkmaması için kas desteği sağlanır. Ayrıca yürüyüş düzeni, duruş pozisyonları ve denge çalışmalarıyla hastanın normal yaşantısına dönmesi hedeflenir. Tedavi süreci mutlaka ortopedi uzmanı tarafından planlanmalıdır. Özellikle erken teşhis ve doğru müdahale, kalıcı sakatlıkların önüne geçilmesinde büyük rol oynar.

Etiketler: Etiket yok
-